11 Haziran 2013 Salı

Silo Saga Wool (1-5) [Hugh Howey]

9 Nisan'da başladığım kitabı, tembelliğim sayesinde anca 10 Haziran'da bitirebildim. Ne okusam ne okusam diye bakarken bu kitabı tesadüfen buldum. Hem amazon'da, hem de goodreads'de çok olumlu eleştiriler almıştı. Bu kitap aslında serinin ilk beş kısa hikayesinin derlenmiş hali. Zaten ilk kısa hikaye o kadar çok sevilmişki, bu şekilde devamı gelmiş. Toplam 500 sayfa civarı.

Serinin ilk 5 derlemesi birbirini takip eden olayları anlatıyor, buna kitabın bölümleri demek de mümkün. Özetle Silo Saga ilk 5 bölümü Wool adında bir tek kitapta toplanmış. Serinin 6-7 ve 8. bölümleri ise Shift adı altında ayrı bir kitapta toplanmış. Devamı için kullanılacak isim Dust, ama henüz Dust yayımlanmadı.

Kitap hakkındaki ilginç bir başka not ise Ridley Scott'ın tavsiyesi üzerine kitabın film haklarının 20th Century Fox'a satılmış olması.


Peki Silo Saga - Wool neyi anlayor. Öncelikle okumayı planlayanlar için hiç spoiler vermeden beş bölümü de anlatmak pek mümkün değil, şimdiden uyarıyorum.

Hikaye aslında Fallout oyunundaki Vault diye bildiğimize benzer bir mekanda geçiyor. Tam olarak Türkçe'de hangi kelime uygun olur bilemediğim için bu mekana ben de Silo demeye devam edeceğim.

Hikaye Silo'nun şerifi Holston ile başlıyor. Onun ceza olarak dışarı gönderilmesinin anlatımı ile Silo ve içerisindeki yaşam ile tanışıyoruz. Yaklaşık 150 kata yakın ve dimdik aşağıya inen, yataya doğru genişlemeyen bir mekan tanıtılıyor bize. En tepede dışarıyı gözlemlemeye yarayan kameralar ve yansıttıkları görüntüler var. Özetle dışarıyı izlemek isteyenler döner merdivenlerden üst kata tırmanmak durumundalar. Döner merdivenler aşağı ve yukarı gidişin, katlar arasında gezmenin tek yolu. İlerde öğreneceğimiz sebeplerden dolayı asansör gibi bir imkan yok. İş olarak aşağı yukar mesaj ve yük taşıyan insanlar var. Evet, mesajlar da bu şekilde taşınıyor çünkü kısacık dijital mesajlar bile bir haftalık çalışma parasına, telsiz ise sadece şeriflerde var.

Silo'da binlerce insan yaşıyor. Kendi kendine yetebilen bir ortam oluşturulmuş. Yüzyıllardır dışarıdan destek almadan buradaki yaşam devam ediyor. Ölen insanlar ve atıklar, tamamı bir şekilde geri dönüştürülüyor. Tabi bu yaşam çok ciddi kısıtlamalar ile sürüyor, örneğin sadece piyango çekilişini kazananlar çocuk yapabiliyorlar, hatta evlenmek ve sevgili olmak bile bazı kurallara bağlı.

Birimler katlara ayrılmış, en altta en zorlu işin yapıldığı mekanik, yukarıya yakın katlarda çok bahsini duyacağımız IT, orta katlarda en kapsamlı hastane ve tüm Silo'ya malzeme sağlayan birimler var. 3 tane şerif ofisi de bu katlar arasında eşit aralıklarla yer alıyor. Her mesleği uygulayan en az bir kişi var ve genç yaşta bu kişilerin yanına verilen gölgeleri var. Gölgeler, aynı isimleri gibi, ustalarını adım adım izliyorlar ve ilerde onların yerini alıyorlar.

Bu yaşamda insanların bir beklentileri yok, sadece hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Merak edilmesi, konuşulması, bahsedilmesi hatta düşünülmesi yasak olan tek konu ise dışarısı. Dışarısı hakkına konuşanlar özel bir kıyafet ile temizlik (Cleaning) denen bir cezaya çarptırılarak dışarıya gönderiliyorlar. Ellerine yün bir bez veriliyor ve kendilerinden beklenen yıllardır tozdan kirlenen ve bakıma ihtiyacı olan kamera lenslerini temizlemeleri. Onlara verilen yün bez yani wool, aynı zamanda serinin ilk kitabının isim kaynağı. Bu yaratıcı hikayeye bu ismin verilmesini ben garipsemiştim. Bence kötü bir isim seçilmiş.

Temizliğe gönderilen insanların tamamı kameraları mutlaka temizliyor ve 5-10 metre uzaklaştıktan sonra dış ortama yenik düşüp ölüyorlar. Neden hepsinin bu temizliği yaptığı ise ilk kitabın bilinmezi. Çünkü dışarıya gönderilenler sadece dışarıyı merak edenler değil. Ağır ceza gerektiren suçlarda bu kural uygulanıyor. Bilerek ölüme giden herkes mutlaka kameraları temizliyor.

Dış ortam nasıl derseniz, kameralardan izlenendiği kadarıyla, yaşanamayacak bir ortam. Toz ve zehirli gazlarla dolu. Görüş mesafesi çok sınırlı, sadece biraz ilerdeki bir tepecik açıkça görülüyor. Tepeciğin üzeri geçmiş temizlemelerde ölen insanların yarı tanınır cesetleri ile dolu. Görünürde birde uzaklarda yer alan harabe şeklindeki yüksek binalar var. Silo'da yaşayanlar ne bu binaları biliyor, nede yerin altına değil üstüne yapı inşa edilmesine anlam verebiliyor. Dışarıda hiçbir canlı belirtisi yok. Dışarıya çıkmak için 2-3 kademeli çok ciddi güvenlik adımlarından geçmek gerekiyor.

Holston'un ve eşinin hikayelerinden Silo'daki genel yaşam hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Geçmiş ile ilgili çok sınırlı bilgi olması, periyodik çıkan isyanlar ve sebepleri gibi konuları öğreniyoruz. İlk kitap şaşırtıcı bir sonla bitti diyebilirim. En azından benim için böyleydi.

Diğer kitaplar, önce Silo yaşamı hakkında daha detaylı bilgileri kişilerin geçmişleri ve güncel olaylar ile bize aktarıyor. Sonrasında insan doğası ve entrikalarının zaman ve mekan dinlemediğini görüyoruz. En son olarak da isyanlar ve yaşanan dünyaya daha yukardan, daha geniş resimden bakma imkanımız oluyor. 2. kitabın ortalarından sonra kahramanımız Juliette. Onun başından geçenler ile hikaye ilerliyor ve Silo'da yüzyıllardır devam eden hayat değişiyor. Detayları burada kesmem uygun olacaktır.

2. kitabın sonu ve 3. kitabın başı çok yavaştı. Konu gelişmedi ve ana hikayeye katkısı olmayan tırı-vırı bir sürü olay gereksiz detaylarla anlatıldı. İşte o kısımları okurken biraz sıkıldım. Bunun dışında kitap çok ilgi çekici başladı ve sıkıcı kısımları geçince sürükleyici hale geldi. Kitabı zevkle okudum ve devamını mutlaka okuyacağım.

Bu kitaba 10 üzerinden 8 veriyorum. Bunun en büyük sebebi bilim-kurgu veya fantazi olmamasına rağmen, sanki bu yaşam bugün yarın olabilirmiş gibi bir anlatımının olması. Ne yeni teknolojiler var ne de açıklanamayan cihazlar vs. Günümüze çok tanıdık ama aynı zamanda çok aykırı bir hayat, güzel bir şekilde anlatılmış.

Çok alakasız olmakla beraber kiatptaki alttaki yorumu paylaşmadan edemeyeceğim.
"The deputy possessed that distinctly male quality of pretending to know where he was, even when he didn’t."

Kitabın wiki linki : Wiki
Kitabın goodreads linki : goodreads 20.000'den fazla rating ile 4+ ortalamaya sahip olduğunu söylemek gerekli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder