10 Haziran'da başladığım kitabı 24 Haziran'da bitirdim. Kitabı filmini öğrendikten sonra inceledim. Ortalaması düşündüğümden çok yüksek olunca filminden önce okumaya karar verdim. Şunu da söylemeliyim, filmini hala izlemedim ama kitap ile çok alakalı olmadığını fragmanından anlayabiliyorum. 340 sayfalık bu kitabı beğenmemdeki en önemli sebep olayların anlatım tarzıydı. Eğer aksiyon arıyorsanız bu kitap sizin aradığınızı vermeyecektir. Gerçekten böyle bir durum yaşansaydı, dünyada gerçekten neler olurdu diyorsanız işte o zaman bu kitabı okumalısınız.
Kitabımızın bir kahramanı yok. Yanlış hatırlamıyorsam Birleşmiş Milletler'de çalışan bir görevli, savaş ile ilgili röportajlarını bize aktarıyor. Dünyanın dört bir yanından türlü görevlerle bu savaşı atlatmış insanlarla konuşuyor ve onların başından geçenleri yorumlarıyla birlikte bize aktarıyor.
Kitap önce bu savaş daha başlamadan görülen olayları bize aktarıyor, bu kısım Uyarılar olarak geçiyor. Bu kısımda hem uyarıları hemde devletlerin bu duruma tepkilerini görüyoruz. Bazısı panik yaratmadan önlem almaya çalışırken bazısı sadece örtbas etme yolunu tercih ediyor. Sonrasında Blame kısmı var, ortada bir gerçek var, tüm dünyada olayların sayıları giderek artıyor ve insanlar birbirlerini suçluyorlar. Gerçekleri çarpıtıp güçlerini koruma derdindeler. Buradan sonra artık "The Great Panic" kısmı ile olaylar başlıyor. İnsanlar sadece kaçarak hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bu sürede global olan ülkeler en büyük zararı görürken, diktatörlükle yönetilen ve dışa kapalı ülkeler en az zararı görüyorlar. Kitabın en heyecanlı kısımları aslında buraları. Sonrasında ise, güvenli bölgeleri sağlama alan birimler haberleşmeye ve çözüm arayışına girişiyorlar, ve gezegenin baskın, güçlü yaratıkları olan insanlar tekrar hakimiyeti geri alıyorlar. Ama nasıl? Ne şartlarda ve ne kayıplarla?
Başını ve sonunu bildiğiniz, hakkında onlarca film izlediğiniz bir konu. Peki 2006'da bu kitap nasıl best-seller oldu :)
İşte bunun için kitabı okumanız gerekli. Koşmayan zombiler, tedavisi bulunamayan bir durum. Kaçan insanlar, dağılan düzen, filmlerde ne varsa kitaptada onlar var. Tek fark bu kitabın bu olayların olduğuna sizi inandırarak anlatması. Her ülkede mutlaka o ülkeyle ilgili bir farklı durum var, ülkenin yaşam tarzı, geçmişi, gelenekleri var. Her kültürün detaylıca bu duruma tepkileri var. Savaş sırasında kullanılan silahlar ve etkileri dahi gerçek. Uçakların modeline, bombaların içeriklerine kadar herşey gerçek. Fiction olan sadece zombiler ve röportaj yapılan insanların adları sanırım.
Bu kitaba 10 üzeriden 8 verdim. Özellikle başları muhteşemdi. Sadece son kısımlarında daha sonuca yönelik bir beklentim vardı, onu alamadım. Gene son olaylarda birbirini tekrar etme durumu var gibiydi ama hiçbiri kitabı bitirme isteğimi azaltmadı.
goodreads
wiki
Altta eski Beyaz Saray Chief of Staff Grover Carlson ile yapılan röportajdan bir kısım var. Beni en çok etkileyen bu kısımdı, altta bir kısmını çıkarttım.
Ufak ön bilgi, Phalanx dedikleri hiçbir işe yaramayan bir ilaç. Kullanıldığında, ısırma vs gibi durumlarda zombi olmanızı engellediği söyleniyor ve devletler de bunu doğruluyor...
But Phalanx didn’t work.
[Mister Carlson pauses, shoots me an angry look, then heaves a shovelful of “fuel” into his cart.]
Kitabımızın bir kahramanı yok. Yanlış hatırlamıyorsam Birleşmiş Milletler'de çalışan bir görevli, savaş ile ilgili röportajlarını bize aktarıyor. Dünyanın dört bir yanından türlü görevlerle bu savaşı atlatmış insanlarla konuşuyor ve onların başından geçenleri yorumlarıyla birlikte bize aktarıyor.
Kitap önce bu savaş daha başlamadan görülen olayları bize aktarıyor, bu kısım Uyarılar olarak geçiyor. Bu kısımda hem uyarıları hemde devletlerin bu duruma tepkilerini görüyoruz. Bazısı panik yaratmadan önlem almaya çalışırken bazısı sadece örtbas etme yolunu tercih ediyor. Sonrasında Blame kısmı var, ortada bir gerçek var, tüm dünyada olayların sayıları giderek artıyor ve insanlar birbirlerini suçluyorlar. Gerçekleri çarpıtıp güçlerini koruma derdindeler. Buradan sonra artık "The Great Panic" kısmı ile olaylar başlıyor. İnsanlar sadece kaçarak hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bu sürede global olan ülkeler en büyük zararı görürken, diktatörlükle yönetilen ve dışa kapalı ülkeler en az zararı görüyorlar. Kitabın en heyecanlı kısımları aslında buraları. Sonrasında ise, güvenli bölgeleri sağlama alan birimler haberleşmeye ve çözüm arayışına girişiyorlar, ve gezegenin baskın, güçlü yaratıkları olan insanlar tekrar hakimiyeti geri alıyorlar. Ama nasıl? Ne şartlarda ve ne kayıplarla?
Başını ve sonunu bildiğiniz, hakkında onlarca film izlediğiniz bir konu. Peki 2006'da bu kitap nasıl best-seller oldu :)
İşte bunun için kitabı okumanız gerekli. Koşmayan zombiler, tedavisi bulunamayan bir durum. Kaçan insanlar, dağılan düzen, filmlerde ne varsa kitaptada onlar var. Tek fark bu kitabın bu olayların olduğuna sizi inandırarak anlatması. Her ülkede mutlaka o ülkeyle ilgili bir farklı durum var, ülkenin yaşam tarzı, geçmişi, gelenekleri var. Her kültürün detaylıca bu duruma tepkileri var. Savaş sırasında kullanılan silahlar ve etkileri dahi gerçek. Uçakların modeline, bombaların içeriklerine kadar herşey gerçek. Fiction olan sadece zombiler ve röportaj yapılan insanların adları sanırım.
Bu kitaba 10 üzeriden 8 verdim. Özellikle başları muhteşemdi. Sadece son kısımlarında daha sonuca yönelik bir beklentim vardı, onu alamadım. Gene son olaylarda birbirini tekrar etme durumu var gibiydi ama hiçbiri kitabı bitirme isteğimi azaltmadı.
goodreads
wiki
Altta eski Beyaz Saray Chief of Staff Grover Carlson ile yapılan röportajdan bir kısım var. Beni en çok etkileyen bu kısımdı, altta bir kısmını çıkarttım.
Ufak ön bilgi, Phalanx dedikleri hiçbir işe yaramayan bir ilaç. Kullanıldığında, ısırma vs gibi durumlarda zombi olmanızı engellediği söyleniyor ve devletler de bunu doğruluyor...
But Phalanx didn’t work.
Yeah, and do you know how long it would have taken to invent one that did? Look how much time and money had been put into cancer research, or AIDS. Do you want to be the man who tells the American people that he’s diverting funds from either one of those for some new hibakushaorois disease that most people haven’t even heard of? Look at what we’ve put into research during and after the war, and we still don’t have a cure or a vaccine. We knew Phalanx was a placebo, and we were grateful for it. It calmed people down and let us do our job.
What, you would have rather we told people the truth? That it wasn’t a new strain of rabies but a mysterious uber-plague that reanimated the dead? Can you imagine the panic that would have happened: the protest, the riots, the billions in damage to private property? Can you imagine all those wet-pants senators who would have brought the government to a standstill so they could railroad some high-profile and ultimately useless “Zombie Protection Act” through Congress? Can you imagine the damage it would have done to that administration’s political capital? We’re talking about an election year, and a damn hard, uphill fight.So you never really tried to solve the problem.
Oh, c’mon. Can you ever “solve” poverty? Can you ever “solve” crime? Can you ever “solve” disease, unemployment, war, or any other societal herpes? Hell no. All you can hope for is to make them manageable enough to allow people to get on with their lives. That’s not cynicism, that’s maturity. You can’t stop the rain. All you can do is just build a roof that you hope won’t leak, or at least won’t leak on the people who are gonna vote for you.What does that mean?
C’mon…Seriously. What does that mean?
Fine, whatever, “Mister Smith goes to motherfuckin’ Washington,” it means that, in politics, you focus on the needs of your power base. Keep them happy, and they keep you in office.Is that why certain outbreaks were neglected?
Jesus, you make it sound like we just forgot about them.Did local law enforcement request additional support from the federal government?
When have cops not asked for more men, better gear, more training hours, or “community outreach program funds”? Those pussies are almost as bad as soldiers, always whining about never having “what they need,” but do they have to risk their jobs by raising taxes? Do they have to explain to Suburban Peter why they’re fleecing him for Ghetto Paul?You weren’t worried about public disclosure?
From who?The press, the media.
The “media”? You mean those networks that are owned by some of the largest corporations in the world, corporations that would have taken a nosedive if another panic hit the stock market? That media?So you never actually instigated a cover-up?
We didn’t have to; they covered it up themselves. They had as much, or more, to lose than we did. And besides, they’d already gotten their stories the year before when the first cases were reported in America. Then winter came, Phalanx hit the shelves, cases dropped. Maybe they “dissuaded” a few younger crusading reporters, but, in reality, the whole thing was pretty much old news after a few months. It had become “manageable.” People were learning to live with it and they were already hungry for something different. Big news is big business, and you gotta stay fresh if you want to stay successful.But there were alternative media outlets.
Oh sure, and you know who listens to them? Pansy, overeducated know-it-alls, and you know who listens to them? Nobody! Who’s going to care about some PBS-NPR fringe minority that’s out of touch with the mainstream? The more those elitist eggheads shouted “The Dead Are Walking,” the more most real Americans tuned them out.So, let me see if I understand your position.
The administration’s position.The administration’s position, which is that you gave this problem the amount of attention that you thought it deserved.
Right.Given that at any time, government always has a lot on its plate, and especially at this time because another public scare was the last thing the American people wanted.
Yep.So you figured that the threat was small enough to be “managed” by both the Alpha teams abroad and some additional law enforcement training at home.
You got it.Even though you’d received warnings to the contrary, that it could never just be woven into the fabric of public life and that it actually was a global catastrophe in the making.
[Mister Carlson pauses, shoots me an angry look, then heaves a shovelful of “fuel” into his cart.]
Grow up.