13 Temmuz'da başladığım bu kitabi 4 Ağustos'da ancak bitirebildim.
Kindle üzerinde okuduğum 3. kitap oldu. Kitaba geçmeden önce bu kitap
hakkında ön araştırmamı iyi yapmamamın acısını biraz çektiğimi paylaşmam
gerekli. Önceden araştırmış olsaydım bu kitaba bilim kurgu demezdim :)
2060 yılında Oxford üniversitesindeki tarihçilerin hikayesi diye başlıyoruz kitaba. Bu kısım gerçekten çok yaratıcı olmuştu. Zaman yolculuğu artık mümkün ve tarihçiler günümüzdekilerin aksine en heyecan verici işlerden birine sahipler. Tarihi olayları yerinde ve zamanında izleyebiliyorlar.
Yolculuk için öncelikle ilgili zamanda "bırakma noktası (drop zone)" olarak çevirebileceğim uygun bir yer belirlemeleri gerekiyor. Bu yer eğer zamanın insanları tarafından görülebilecekse veya oradaki olayları değiştirebilecekse zaten kendiliğinden açılmıyor.
Diğer bir öngörü de, zamanın gidişatını etkileyebilme ihtimalleri olsa bile, zamanın kendi kendini onararak bir süre sonra işleri normal akışına çevirebileceği.
Bu hevesle hikayeye başlıyoruz ama hikaye tamamen 2. Dünya Savaşı İngiltere'sinde geçiyor. Connie Willis'in okuduğum ilk kitabı ve şunu söyleyebilirim gerçekten akıcı bir anlatımı var, okuması da son derece zevkli. Ancak ilk kısımlarını geçersek, kalanının özetini yapmak 5 sayfa sürer diyebilirim. Bunun sebebi kitaptaki bir çok ara hikaye veya olay aslında hikayenin genelinden bağımsız. Kahramanlarımız oraya buraya gidiyorlar ama bunun öyküye kattığı birşey yok, sonrasında tıpış-tıpış geri dönüyorlar, sizde ben bunu neden okudum ki diyebiliyorsunuz.
Eğer savaş sırasında İngiltere'de yaşananları bir İngiliz'in gözünden görmek isterseniz kitap gerçekten çok başarılı. Savaş ile iç içe yaşamaya alışan insanları anlatıyor. Kahramanlarımız aslında 2060 yılından geldikleri için onların 1940'ları yorumlamaları da çok güzel.
Sonuç olarak bu kitabı bir bilim-kurgu olarak görmüyorum. Ömer Seyfettin hikayelerinde tepeden bir UFO geçseydi bu hikayeler bilim kurgu olmazdı. Zaten yazar da bunun ingilizlerin savaş sırasındaki yaşamları ve kahramanlıkları hakkında olduğunu söylüyor.
Peki bu Nebula ve Hugo ödüllerine aday olup kazanma nasıl olmuş, bilemiyorum, kitabı da bu sebeplerden dolayı puanlamayı uygun bulmuyorum :)
2060 yılında Oxford üniversitesindeki tarihçilerin hikayesi diye başlıyoruz kitaba. Bu kısım gerçekten çok yaratıcı olmuştu. Zaman yolculuğu artık mümkün ve tarihçiler günümüzdekilerin aksine en heyecan verici işlerden birine sahipler. Tarihi olayları yerinde ve zamanında izleyebiliyorlar.
Yolculuk için öncelikle ilgili zamanda "bırakma noktası (drop zone)" olarak çevirebileceğim uygun bir yer belirlemeleri gerekiyor. Bu yer eğer zamanın insanları tarafından görülebilecekse veya oradaki olayları değiştirebilecekse zaten kendiliğinden açılmıyor.
Diğer bir öngörü de, zamanın gidişatını etkileyebilme ihtimalleri olsa bile, zamanın kendi kendini onararak bir süre sonra işleri normal akışına çevirebileceği.
Bu hevesle hikayeye başlıyoruz ama hikaye tamamen 2. Dünya Savaşı İngiltere'sinde geçiyor. Connie Willis'in okuduğum ilk kitabı ve şunu söyleyebilirim gerçekten akıcı bir anlatımı var, okuması da son derece zevkli. Ancak ilk kısımlarını geçersek, kalanının özetini yapmak 5 sayfa sürer diyebilirim. Bunun sebebi kitaptaki bir çok ara hikaye veya olay aslında hikayenin genelinden bağımsız. Kahramanlarımız oraya buraya gidiyorlar ama bunun öyküye kattığı birşey yok, sonrasında tıpış-tıpış geri dönüyorlar, sizde ben bunu neden okudum ki diyebiliyorsunuz.
Eğer savaş sırasında İngiltere'de yaşananları bir İngiliz'in gözünden görmek isterseniz kitap gerçekten çok başarılı. Savaş ile iç içe yaşamaya alışan insanları anlatıyor. Kahramanlarımız aslında 2060 yılından geldikleri için onların 1940'ları yorumlamaları da çok güzel.
Sonuç olarak bu kitabı bir bilim-kurgu olarak görmüyorum. Ömer Seyfettin hikayelerinde tepeden bir UFO geçseydi bu hikayeler bilim kurgu olmazdı. Zaten yazar da bunun ingilizlerin savaş sırasındaki yaşamları ve kahramanlıkları hakkında olduğunu söylüyor.
Peki bu Nebula ve Hugo ödüllerine aday olup kazanma nasıl olmuş, bilemiyorum, kitabı da bu sebeplerden dolayı puanlamayı uygun bulmuyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder