14 Ağustos'da başladığım kitabı 27 Ağustos tarihinde bitirdim. Tamamını Kindle ile okudum.
"Kick ass space opera" gerçekten uygun bir tanım olmuş diyebilirim kitap için.
Kitabın tamamı uzayda geçiyor, Dünya sadece bir dış etken olarak mevcut. İnsanlık Ay, Mars ve göktaşlarından oluşan Belt (Kuşak) olarak bilinen yerlerde yaşıyorlar. Bazı büyük gezegenlerin uydularına seferler düzenlenebiliyor. Konunun geçtiği yıl sanırım paylaşılmamış veya ben unutmuşum :)
Işık hızına ulaşmak gibi hayaller yok, yüksek hızlara çıkılabiliyor ama bu hızlar insan vücuduna yüksek G uyguladıkları için özel güvenlik önlemleri alınması gerekiyor, 10 ve üzerin G'lerde önemlere rağmen uzun süreli yolculuklarda kalıcı hasarlar oluşabiliyor. Yani FTL filan ortada yok, gezegenlere gidilmesi hala çok uzun zaman demek ve kullanılan motorlar hala yatık yakarak çalışıyorlar. Burn kelimesi kitapta hızlı gelen gemiler için sıkça kullanılıyor. Tıp alanında insanlık oldukça ileride. Örneğin; doku tekrar oluşturulabiliyor veya uzay gemisindeki ani hız değişikliklerinde giysiler hemen vücuda bazı kimyasallar salgılamaya başlıyorlar.
Sosyal evrende ise şöyle, dünya kalabalık ve insanlığın merkezi olduğundan herkes için önemli. Mars; dünya ile yarış içerisinde ve kendi atmosferini oluşturmaya çalışıyor. Mars'ın oldukça yüksek teknoloji ürünlerini kullanan çok güçlü bir donanması var. Genel olarak Dünya ile zıt düşmüyor ve beraber hareket ediyorlar. Topyekün savaş fikri herkesi korkutuyor ve Dünya olmadan insanlığın yok olacağı -yüzyıllarca dayansalar bile bu son kaçınılmaz görülüyor- fikri hakim.
Göktaşlarından uygun olanlarında ufak, orta ve büyük çaplı yerleşim birimleri kurulmuş durumda. Bazılarında milyonlarca insan yaşayabiliyor, kritik noktalarda istasyonlar ve limanlar için kullanılıyorlar. Bazıları ise madencilik için talan ediliyorlar. Buraların yönetimleri genelde dünyanın elinde ve bu durum orada zor şartlarda yaşayan insanların pek hoşuna gitmiyor. Zaten buralarda zor şartlarda yaşayan insanlar birde dünyaya vergi ödemekten bunalmış durumdalar.
Böyle bir evrende, bir kaptan yardımcısı James Holden çıkıyor karşımıza. Canterbury isimli bir yük gemisi ile Satürn halkalarından aldıkları buzu -veya suyu da diyebiliriz- Belt üzerindeki yerleşim yerlerine taşıyorlar. Hava ve su Belt'te yaşayan -Belter- insanlar için çok ama çok değerli hatta kutsal diyebiliriz. Cantenbury bir tuzak sonucunda bu görevlerini asla tamamlamıyor...
Diğer karakterimiz ise Dedektif Miller, Belt'te Ceres isimli önemli bir liman yerleşim biriminde çalışıyor. Ceres deyip geçmemek lazım, üzerinde altı milyondan fazla yaşayan insan var. Miller eşinden ayrılmış ve eski zamanların parlak dedektifi, artık tecrübesi ile işini devam ettirse de eski günlerinden çok uzakta, en iyi dostu içki ve sigarası. Miller bir gün Julie Mao adında bir kızı bulması için görevlendiriliyor ve olaylar gelişiyor...
Bu şekilde iki kahramanımızın yolları kesişmeye başlıyor.
Kitaptaki bölümler (chapter) bir Holden bir Miller olarak ilerliyor. Yanyana oldukları zamanlarda bile bu durumu devam ettiriyor ve özellikle bu anlarda farklı düşünen karakterlerin gözüyle aynı durumları okuması çok zevkli. İki kişi gözünden anlatımı önce yadırgasamda sonradan tarızını oldukça sevdiğimi söyleyebilirim. Kitapta uzayda doğmuş ve büyümüş insanların davranışları çok güzel incelenmiş, her olayda bu konu ile ilgili ufak detaylar yakalamak mümkün. Yerçekimsiz veya çok güçsüz yerçekimli ortamlarda yaşayan ve büyüyen insanlar, atmosferin lüks olduğu ufacık yerleşim birimleri hepsi çok güzel anlatılmış.
Bunun yanında kitabın uzaylı varlıkları da konu akışında kabul ettiğini söylemek sanırım çok spoiler etkisi yaratmayacaktır. Zaten Holden ve Miller'sız olan ilk giriş bölümü ile siz de durumdan kıllanacaksınız :)
Kitap çok hızlı ve çok rahat bir şekilde okunabiliyor, bazen Miller'ın kendini sorgulaması ve hayal dünyasındaki iç tartışmaları az da olsa durgunluk yaratsada kitap tam anlamıyla bir aksiyon kitabı diyebiliriz. Yılların getirdiği gerilimle birbirine savaş açan gezegenler, gök taşları, bilinmeyen teknolojiler ile saldırı düzenleyen gemiler, milyonları deney uğruna öldürebilen sosyopatlar (Türkçe'si ne bunun acaba), savaşlar, politik uyanıklıklar, dostluklar, zenginler ve fakirler, olmazsa olmazımız aşklar felan dolu dolu bir kitap olmuş.
Kitaba ben 10 üzerinden 7,5 veriyorum. The Expanse adlı bir serinin ilk kitabı olduğunu da belirtelim, ön anlaşmada 3 kitaplık bir seri geliyor ama devamı da gelebilir. Kitabın sonu yeni ufuklara yelken açmak üzere altyapıyı zaten hazırlamıştı. Alttaki web sitesinden güncel bilgileri almanız mümkün. Leviathan Wakes 2011 Haziran ayında Orbit yayınları tarafından çıkarılmıştı. İkinci kitabın ne zaman çıkacağını haber yayına hazırlandığı sırada bilemiyordum...
http://www.the-expanse.com
İngilizce olan orjinal özeti ise şu şekilde;
"Kick ass space opera" gerçekten uygun bir tanım olmuş diyebilirim kitap için.
Kitabın tamamı uzayda geçiyor, Dünya sadece bir dış etken olarak mevcut. İnsanlık Ay, Mars ve göktaşlarından oluşan Belt (Kuşak) olarak bilinen yerlerde yaşıyorlar. Bazı büyük gezegenlerin uydularına seferler düzenlenebiliyor. Konunun geçtiği yıl sanırım paylaşılmamış veya ben unutmuşum :)
Işık hızına ulaşmak gibi hayaller yok, yüksek hızlara çıkılabiliyor ama bu hızlar insan vücuduna yüksek G uyguladıkları için özel güvenlik önlemleri alınması gerekiyor, 10 ve üzerin G'lerde önemlere rağmen uzun süreli yolculuklarda kalıcı hasarlar oluşabiliyor. Yani FTL filan ortada yok, gezegenlere gidilmesi hala çok uzun zaman demek ve kullanılan motorlar hala yatık yakarak çalışıyorlar. Burn kelimesi kitapta hızlı gelen gemiler için sıkça kullanılıyor. Tıp alanında insanlık oldukça ileride. Örneğin; doku tekrar oluşturulabiliyor veya uzay gemisindeki ani hız değişikliklerinde giysiler hemen vücuda bazı kimyasallar salgılamaya başlıyorlar.
Sosyal evrende ise şöyle, dünya kalabalık ve insanlığın merkezi olduğundan herkes için önemli. Mars; dünya ile yarış içerisinde ve kendi atmosferini oluşturmaya çalışıyor. Mars'ın oldukça yüksek teknoloji ürünlerini kullanan çok güçlü bir donanması var. Genel olarak Dünya ile zıt düşmüyor ve beraber hareket ediyorlar. Topyekün savaş fikri herkesi korkutuyor ve Dünya olmadan insanlığın yok olacağı -yüzyıllarca dayansalar bile bu son kaçınılmaz görülüyor- fikri hakim.
Göktaşlarından uygun olanlarında ufak, orta ve büyük çaplı yerleşim birimleri kurulmuş durumda. Bazılarında milyonlarca insan yaşayabiliyor, kritik noktalarda istasyonlar ve limanlar için kullanılıyorlar. Bazıları ise madencilik için talan ediliyorlar. Buraların yönetimleri genelde dünyanın elinde ve bu durum orada zor şartlarda yaşayan insanların pek hoşuna gitmiyor. Zaten buralarda zor şartlarda yaşayan insanlar birde dünyaya vergi ödemekten bunalmış durumdalar.
Böyle bir evrende, bir kaptan yardımcısı James Holden çıkıyor karşımıza. Canterbury isimli bir yük gemisi ile Satürn halkalarından aldıkları buzu -veya suyu da diyebiliriz- Belt üzerindeki yerleşim yerlerine taşıyorlar. Hava ve su Belt'te yaşayan -Belter- insanlar için çok ama çok değerli hatta kutsal diyebiliriz. Cantenbury bir tuzak sonucunda bu görevlerini asla tamamlamıyor...
Diğer karakterimiz ise Dedektif Miller, Belt'te Ceres isimli önemli bir liman yerleşim biriminde çalışıyor. Ceres deyip geçmemek lazım, üzerinde altı milyondan fazla yaşayan insan var. Miller eşinden ayrılmış ve eski zamanların parlak dedektifi, artık tecrübesi ile işini devam ettirse de eski günlerinden çok uzakta, en iyi dostu içki ve sigarası. Miller bir gün Julie Mao adında bir kızı bulması için görevlendiriliyor ve olaylar gelişiyor...
Bu şekilde iki kahramanımızın yolları kesişmeye başlıyor.
Kitaptaki bölümler (chapter) bir Holden bir Miller olarak ilerliyor. Yanyana oldukları zamanlarda bile bu durumu devam ettiriyor ve özellikle bu anlarda farklı düşünen karakterlerin gözüyle aynı durumları okuması çok zevkli. İki kişi gözünden anlatımı önce yadırgasamda sonradan tarızını oldukça sevdiğimi söyleyebilirim. Kitapta uzayda doğmuş ve büyümüş insanların davranışları çok güzel incelenmiş, her olayda bu konu ile ilgili ufak detaylar yakalamak mümkün. Yerçekimsiz veya çok güçsüz yerçekimli ortamlarda yaşayan ve büyüyen insanlar, atmosferin lüks olduğu ufacık yerleşim birimleri hepsi çok güzel anlatılmış.
Bunun yanında kitabın uzaylı varlıkları da konu akışında kabul ettiğini söylemek sanırım çok spoiler etkisi yaratmayacaktır. Zaten Holden ve Miller'sız olan ilk giriş bölümü ile siz de durumdan kıllanacaksınız :)
Kitap çok hızlı ve çok rahat bir şekilde okunabiliyor, bazen Miller'ın kendini sorgulaması ve hayal dünyasındaki iç tartışmaları az da olsa durgunluk yaratsada kitap tam anlamıyla bir aksiyon kitabı diyebiliriz. Yılların getirdiği gerilimle birbirine savaş açan gezegenler, gök taşları, bilinmeyen teknolojiler ile saldırı düzenleyen gemiler, milyonları deney uğruna öldürebilen sosyopatlar (Türkçe'si ne bunun acaba), savaşlar, politik uyanıklıklar, dostluklar, zenginler ve fakirler, olmazsa olmazımız aşklar felan dolu dolu bir kitap olmuş.
Kitaba ben 10 üzerinden 7,5 veriyorum. The Expanse adlı bir serinin ilk kitabı olduğunu da belirtelim, ön anlaşmada 3 kitaplık bir seri geliyor ama devamı da gelebilir. Kitabın sonu yeni ufuklara yelken açmak üzere altyapıyı zaten hazırlamıştı. Alttaki web sitesinden güncel bilgileri almanız mümkün. Leviathan Wakes 2011 Haziran ayında Orbit yayınları tarafından çıkarılmıştı. İkinci kitabın ne zaman çıkacağını haber yayına hazırlandığı sırada bilemiyordum...
http://www.the-expanse.com
İngilizce olan orjinal özeti ise şu şekilde;
Welcome to the future. Humanity has colonized the solar system - Mars, the Moon, the Asteroid Belt and beyond - but the stars are still out of our reach.Jim Holden is XO of an ice miner making runs from the rings of Saturn to the mining stations of the Belt. When he and his crew stumble upon a derelict ship, The Scopuli, they find themselves in possession of a secret they never wanted. A secret that someone is willing to kill for - and kill on a scale unfathomable to Jim and his crew. War is brewing in the system unless he can find out who left the ship and why.Detective Miller is looking for a girl. One girl in a system of billions, but her parents have money and money talks. When the trail leads him to The Scopuli and rebel sympathizer, Holden, he realizes that this girl may be the key to everything.Holden and Miller must thread the needle between the Earth government, the Outer Planet revolutionaries, and secretive corporations - and the odds are against them. But out in the Belt, the rules are different, and one small ship can change the fate of the universe.